Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Haftası

Merkezimiz, Siirt Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü ile birlikte kadına şiddetle mücadele haftasında ortak bir çalışma gerçekleştirdi. 28 Kasım 2024'de Mühendislik Fakültesi C Blok'ta saat 09:00-15:00 arasında Aile ve Sosyal Hizmetler Müdürlüğüne bağlı birimlerin el yapımı ürünleri sergilenirken, saat 11:30'da Merkez Müdürümüz Doç. Dr. Gülşen İstek,  Kadına karşı şiddetle mücadele konusunda bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Basın açıklamasında müdürümüz şunları iletti: "Kadınlarımızın tabiri caizse “ana sütü gibi helal” olan haklarını, bizler sonuna kadar savunacak ve bu işin takipçisi olacağız. Zira bizler; özgüven sahibi, yıpratılmamış ve mutlu kadınlarla ülkemizin refah düzeyinin artacağını bilmekteyiz.  Toplumun en temel taşı aile ise, onun çekirdeğinde bir kadının olduğunun farkındayız. 2012’de gündeme getirilen Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun gereğince, kadına yönelik şiddete “sıfır tolerans” mottosunu bizler de dile getiriyor ve Türk aile yapısının korunması için devletimizin ve bakanlığımızın yanında olduğumuzu vurgulamak istiyoruz.   
Kadına yönelik şiddete karşı mücadele etmek istiyorsak bunu ulusal bir mesele olarak görmeliyiz. Birbirimizi renginden, ırkından, dini yaşantısından ya da dilinden dolayı ötekileştirmeden bu meselenin üzerine eğilmeliyiz. Ancak konuşmamızın başından da vurguladığımız gibi öyle bir zamana şahit oluyoruz ki, kadına yönelik şiddet sadece karşı cinsten değil hemcinsleri olan başka bir kadında da gelebiliyor. Maalesef bazı televizyon programları da bu duruma çanak tutuyor. Bir kadının, başka bir kadın tarafından reyting uğruna onurunun ve izzetinin çiğnenmesi, hırçın ve kavgacı olan kadının daha makbul hale getirilmeye çalışılması ya da bir kadının “benim yaşamım, benim sınırlarım” mottosuyla bencil bir hale getirilerek başka bir kadının hakkına girmesi veya daha yeni doğmuş bir kız bebeğin bir kadın tarafından ölüme terkedilmesi ya da öldürülmeye çalışılması, kadına yönelik şiddetle mücadelede dikkat çekilmesi gereken hususlardan bazılarıdır. Elbette medya, kadına yönelik şiddeti önlemede de en önemli araç olabilir. Kadın programları, bir varoluş hikayesinin ana kahramanı olan kadınları toplumun en güçsüz değil en güçlü varlıkları şeklinde sunabilir, onları günümüz dünyasına hazırlayabilir. Haklarını etrafındakileri kırarak inciterek değil, güzelleştirerek almada yardımcı olabilir.
Kadına yönelik şiddetle mücadelede tam bir seferberlik halinde olmalıyız. Kamu kurum ve kuruluşları, sivil toplum kuruluşları, özel ve tüzel kişiler, bu meseleyi öncelikli bir mevzu olarak görmelidir. Zira kadına şiddetin kategorileri olmaz, bazen bir bakış bile onların dünyasında olağanüstü bir iz bırakabilir. Bizler yasalarla korunan haklarımızı, birbirimize destek olarak kalıcı hale getirebiliriz. Kadının mutlu olduğu bir ülkede toplumun her kesiminin mutlu olacağına canı gönülden inanıyoruz. “İyiler” ve “kötüler” olarak ayrışmaya başlayan dünyamızda bizim mottomuz; iyiliğin yayılması ve kötülüklerin son bulması için kadın-erkek tüm insanların bir arada mutlu bir yaşam sürmesidir. İnanın ki bu; hiç zor değildir. Bazen bir gülüş ya da samimiyetle uzatılan bir gül, bir kadının dünyasında çok büyük farklar oluşturabilir. O nedenle Siirt Üniversitesi Kadın Sorunları Uygulama ve Araştırma Merkezi olarak bizler “mutlu kadın; sağlıklı bir nesil” mottosunu inanıyor ve bu ilkeyi hayata geçirmek için çabalayacağımızı tüm kamuoyuna bildiriyoruz.  Ve kadına yönelik şiddeti tüm kalbimizle kınıyoruz". Basın açıklamasından sonra program, günün anlam ve önemine binaen fidan dikimi ile son buldu.
AGİT KAMEL / 3434
Kadın Sorunları Uygulama ve Araştırma Merkezi
29.11.2024